Hollywood’un Psikiyatristi Stutz ile Oyuncu Jonah Hill’in Söyleşi Havasındaki “Stutz” Belgeselini İnceliyoruz
Merhabalar. Psikoloji temalı imaller ilginizi çekiyor mu? Şayet çekiyorsa ‘Stutz’ belgeselini izlemenizi öneririm. Bu belgeselde 40 yılı aşkın müddettir ABD’de psikiyatrist doktor olan ve koçluk yapan Phil Stutz ile onun hastası olan yönetmen Jonah Hill ile samimi söyleşiye tanık olabilirsiniz. Belgeselde doktorun hastalarını iyileştirmek için icat ettiği gereçleri takip edebilir ve hatta hayatınızda uygulayabilirsiniz.
Keyifli seyirler dilerim.
Stutz, Jonah Hill tarafından yönetilen bir 2022 yılı yapımı belgesel filmidir. Film, Hill’in terapisti Dr. Phil Stutz’un hayatını ve kariyerini anlatıyor. Belgesel 14 Kasım’da Netflix’te izleyicilerle buluştu.
Belgesel, bir dizi sohbet boyunca, ünlü psikiyatrist Phil Stutz ve Jonah Hill, karşılıklı olarak hayat hikayelerini, ruh sağlıklarını, terapi yaklaşımlarını ve Stutz’un doktor-hasta alakalarını bahis alıyor.
Phil Stutz, dünyanın önde gelen psikiyatristlerinden ve koçlarından biridir. 74 yaşındaki psikiyatrist, 40 yılı aşkın mesleği boyunca Hollywood’un en seçkin aktörleri ve yöneticileriyle birlikte çalışıyor.
Phil’in psikiyatri çalışmaları, terapiye başvuranların bütün potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlayan dinamik ve sonuç odaklı uygulamalara odaklanır. Belgeselde de hastası Jonah ile birlikte “Tools” yani kendini gerçekleştirme yolunda insanın gereksinimi olan gereçlerden bahsedilir.
Phil Stutz genç yaşlarını, tıbbi psikoterapi ve koçluk alanlarına odaklanarak geçirdi. Psikiyatri eğitimi aldıktan sonra ünlü Rikers Adası’nda hapishane terapisti olarak görev yaptı ve burada diğer bireylerin potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak için “gereçler” dediği şeyleri ilk kez burada buldu.
Phil, bu gereçleri özel muayenehanesinde uyguladı. Kendisi bu yöntemler sayesinde 1980’lerden beri Los Angeles’ta dünya çapında önde gelen bir psikiyatrist oldu.
1 saat 36 dakika süren belgesel boyunca hem hastası hem de bu belgeselin direktörü Jonah Hill ile samimi bir sohbet gerçekleştiriyor ve gençlik yıllarındaki tecrübelerini kendi yarattığı “görsel terapi modelini” kullanarak anlatıyor.
Hill, hem bugüne kadar birçok hastayı tedavi eden tabibin hayatını keşfederken Stutz da izleyiciyi “The Tools” kitabındaki görselleştirme idmanlarıyla bir terapi sistemi sunuyor.
Belgesel, hem Stutz’un hem de Hill’in akıl sıhhati seyahatini samimi bir formda izletiyor bize. Farklı nesillerden iki arkadaşın yer yer esprili ve eğlenceli tartışmasını izliyoruz. Stutz, Hill ile söyleşisinde insanın akıl sıhhatini müdafaa seyahatinin ve hayattaki arayışlarını çok hoş bir halde çerçeveliyor.
Belgesel, Parkinson hastalığından muzdarip olan Stutz’un hastaları için not kartlarına çizdiği titrek imajları yine oluşturuyor izleyiciyle. Hekimden “Gölge”, “Yaşam Gücü”, “Anlık Görüntü”, “Minnettar Akış” ve daha fazla gereci öğreniyoruz.
Belgeseli izledikten sonra psikiyatristin “The Tools” kitabı da merak uyandırdı bende. Psikiyatri hususlarına merakı olanlar, depresyonda olduğunu düşünenler ya da hayat gücünü nereye akıtacağını bilemeyenler için ben bu belgeseli izlemelerini öneriyorum. Belgeseli izleyenlerden de yorumlarını bekliyorum.