Cevdet Yılmaz, 2024-2026 OVP’sini şöyle anlattı: “Dönem Sonunda Ekonomik Büyüklük 1 Trilyon 318 Milyar Dolar, Kişi Başına Gelir 14 Bin 855 Dolar…
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Beştepe’de Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili sunum yaptı. Yılmaz, “Bu yıl 1 trilyon 67 milyar TL milli gelire ulaşacağız. Kişi başına düşen gelirimizin 12 bin 415 dolar olmasını bekliyoruz. Dönem sonunda 1 trilyon 318 milyar liralık ekonomik büyüklüğe ulaşmayı bekliyoruz” dedi. milyar dolar, kişi başına düşen gelir ise 14 bin 855 dolar. Dönem sonunda nüfusumuz 88 milyon olacak. “750 bine ulaşacak” dedi. OVP’deki istihdam beklentisine ilişkin Yılmaz, “Biz OVP’de bu dönemde toplam 2 milyon 727 bin istihdam artışı bekliyoruz. İstihdamda her yıl ortalama 909 bin ilave artış bekliyoruz. Öte yandan işsizlik oranımızda istediğimiz ölçüde bir azalma yok ama yine de OVP’de istihdamda tek bir artış var. “Rakamları rakamlandıracağız. Bunun nedeni katılım oranlarında hızlı bir artış beklememiz. İşgücü piyasasına daha fazla genç ve kadın girdikçe bu çok olumlu bir gelişme ama işsizliği sınırlayan bir olay. İstihdamdaki büyük artışa rağmen bu oran” dedi.
Başkan Yardımcısı Yılmaz, bugün Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı’nda 2024-2026 yılları için hazırlanan Orta Vadeli Programı sundu. Salondaki konuşmayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dinledi.
Bütçe açığına ilişkin Yılmaz, “Merkezi yönetim bütçe gider ve gelirlerine baktığımızda 2023 yılında 6,5 trilyon civarında giderimiz, 4,9 trilyon civarında gelirimiz var. 2024 yılında 1,6 trilyon açık, 11 trilyon giderimiz var.” 8,4 trilyon gelir, 2,6 açık var. 2025 yılında 12,7 trilyon harcama, 10,9 trilyon gelir olacak. 1,8 trilyonluk açık var” dedi.
Yılmaz’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“EKİP ÇALIŞMASIYDI: Orta Vadeli Program dediğimiz bir kadronun çalışması lazım. Birçok kurum ve bakanlığın katkısıyla uzun bir süreçte hazırlanıyor. Orta Vadeli Program yaklaşık iki aylık bir sürede hazırlandı. Tamamlayıcı, uyumlu, iç tutarlılığa sahip bir ekip çalışması olduğunu belirtmek isterim.
İSTİŞARE VE ORTAK NEDEN TEMEL İLKELERİMİZDİR: Sadece kamu bünyesinde çalışmadık, sivil toplum, meslek kuruluşları ve paydaşların da görüşlerini alıp onlara danışarak bu programı hazırladık. İstişare ve sağduyu temel düsturumuzdur. Hangi alanda olursa olsun, hangi politikayla ilgili olursa olsun, öncelikle ilgili tarafların belirlenmesi ve onlarla istişarede bulunulması, politikaların kalitesini ve etkinliğini artıran, aynı zamanda sahiplenmeyi de getiren bir süreçtir.
AFETİN YARALARINI SARACAĞIZ: Orta Vadeli Programla neyi başaracağız? Bu 3 yıllık süreçte neler başaracağız diye sorduğunuz zaman öncelikle hem ülkemizin hem de tüm dünyanın tarihte yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan deprem felaketinin yaralarını saracağız ve daha da ileriye taşıyacağız. Bu dönemde gelecekteki afetlerle ilgili riskleri azaltacak yatırımları hızlandırın ve hayata geçirin.
AK PARTİ DÖNEMİNDE ÜLKEMİZDE SON 20 YILDA TEK DİJİTAL ENFLASYON YAŞANDI: İkinci en temel amacımız ise; Makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması ve orta vadede enflasyonun tek haneli rakamlara ulaşması. AK Parti döneminde ülkemizde son 20 yılda tek haneli enflasyon yaşandı. Son yıllarda bölgemizde ve dünyada birçok nedenden dolayı süreksiz bir yükseliş dönemindeyiz. Ama orta vadede tek haneli rakamlara döneceğiz. Bunu yaptığımda; Felaketin yaralarını sararken, tek haneli enflasyona doğru ilerlerken büyümeyi ve istihdamı asla ihmal etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman altını çizdiği gibi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifinde büyümemizi ve istihdamımızı sürdüreceğiz.
İNSANLAR İÇİN YAPIYORUZ: Son olarak tüm bunları neden yapıyoruz? Bunu insanlar için yapıyoruz. İktisadın amacı insanlığa hizmet etmek, insanların ve toplumun refahını arttırmaktır ve onun en temel aracı yine insandır, onun çabaları, çabaları, nitelikleri ve kalitesidir. Dolayısıyla sosyal adalet ve refah yine bu programın en temel eksenlerinden biridir.
SON 20 YILIN EN BÜYÜK KAZANIMLARINDAN BİRİ OLAN MALİ DİSİPLİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Bunları başaracağımız temel siyasal araçlara baktığımızda üç ana başlığın öne çıktığını söyleyebilirim. Öncelikle depremin tek seferlik harcama etkileri ve bütçe açığını azaltıcı etkisi bir kenara bırakılırsa mali disipline büyük önem vereceğiz. Son 20 yılın en büyük başarılarından biri olan mali disiplini korumaya devam edeceğiz. Para politikasını dönemin gereksinimlerine ve kurallarına göre güncellenmiş haliyle uygulamaya devam edeceğiz. Burada elbette makro çerçeveyi ve hedefleri hükümet programları aracılığıyla ortaya koyacağız. Araç bağımsızlığı çerçevesinde Merkez Bankamız da üzerine düşeni yapacak.
KISA VADEDE OLUMLU ETKİLERİN ARTMASINI BEKLİYORUZ: Üçüncü başlığımız yapısal dönüşümler. Orta vadede burada somut etkiler bekliyoruz. Kısa vadede yapısal dönüşümler gerçekleştiren bir ülke olarak beklentilerin uyumlu hale gelmesini ve beklentiler aracılığıyla kısa vadeli olumlu etkilerin artmasını bekliyoruz.
SON YILLARA BAKTIĞINIZDA DÜNYA EKONOMİSİ YÜZDE 3’E DÜŞMÜŞ: Dünyaya baktığımızda dünya ekonomisi son 20 yılda ortalama yüzde 3,6 büyürken son yıllarda yüzde 3’e düştü. Bunu 25 ve 26’ya kadar genişlettiğinizde resim pek değişmiyor. Küresel hasılanın azaldığı bir dönemdeyiz. Öte yandan dünya ticaretinin de bundan etkilendiğini görüyoruz. Dünya ticareti büyümeyi aşacaktır. Bakın bu yıl, 2023’te dünya ticaretinde sadece yüzde 2,3 büyüme bekleniyor.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRİMİZİN 12 BİN 4154 DOLAR OLMASINI BEKLİYORUZ: Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 5,5 oldu. 20 yılda dünyanın 2 puan üzerinde bir büyüme performansı sergiledik. Bu büyük bir başarı. 1 yıl boyunca 2 puanlık büyüme size küçük görünebilir ama 20 yıldır bunu sürdüren ekonominin ne kadar büyük fark yaratacağını sizin takdirinize bırakıyorum. Bu yıl 1 trilyon 67 milyar TL milli gelire ulaşacağız. Kişi başına düşen gelirimizin 12 bin 415 dolar olmasını bekliyoruz. Dönem sonunda 1 trilyon 318 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe, kişi başına düşen gelirin ise 14 bin 855 dolara ulaşmasını öngörüyoruz. Dönem sonunda nüfusumuz 88 milyon 750 bine ulaşacak. Türkiye yıllık ortalama yüzde 4,5 büyüyecek.
BU DÖNEMDE İSTİHDAMDA 2 MİLYON 727 BİN ARTIŞ BEKLİYORUZ: Daha önce de söylediğim gibi istihdamı hiçbir şekilde ihmal etmeyeceğiz. OVP’de bu dönemde toplam 2 milyon 727 bin istihdam artışı bekliyoruz. İstihdamda yıllık ortalama 909 bin ilave artış bekliyoruz. Öte yandan işsizlik oranımızda istediğimiz kadar bir azalma yok ama yine de tek haneli rakamlara doğru gidiyoruz. Bunun nedeni katılım oranlarında hızlı bir artış beklememizdir. Daha çok genç ve kadının işgücü piyasasına girmesi çok olumlu bir gelişme ama istihdamdaki büyük artışa rağmen işsizlik oranını sınırlayan bir olay. Orta vadede işsizliği tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz.
YILI 4,4 BÜYÜME İLE KAPATMAYI ÖNGÖRÜYORUZ: Bu büyümeyi 2023’ün ilk yarısında yüzde 3,9 oranında yakaladık, ikinci yarıda ise özellikle turizm ve ihracatın da katkısıyla daha yüksek bir büyüme performansıyla 2023’te yılı yüzde 4,4 büyümeyle kapatmayı bekliyoruz. 2024; 2025’te yüzde 4,5; 2026 yılında büyümemizin yüzde 5 hızlanarak devam etmesini bekliyoruz.
ENFLASYONUN 2024’TE YÜZDE 33, 2025’TE YÜZDE 15,2 OLMASINI BEKLİYORUZ: Enflasyona gelince; dünya kuralları, yaşadığımız felaketler, son dönemdeki döviz hareketleri, fiyat ve gelir politikaları başta olmak üzere birçok etken ve tüm bunların birleşimi sonucunda enflasyonda bu dönemde süreksiz bir yükseliş yaşanıyor. . Bu artış 2023 enflasyon tahminimizi yüzde 65’e çıkardı. Bu bir geçiş dönemidir. Bu geçiş döneminin ardından enflasyonu çok daha sağlıklı bir yerde kalıcı olarak düşürmenin yolunu açıyoruz. Orta vadede yüzde 8,5 gibi tek haneli bir rakam hedefliyoruz. 2024’te 33; 2025 yılında 15,2 gibi orta hedeflerle buraya ulaşacağız. Merkez Bankamızla birlikte bu çalışmayı yaptığımızı da belirtmek isterim… Bu süreçte turizm gelirlerimizin bu yıl 55,6 milyar, 2026’da ise 71,3 milyar olacağını söyleyebilirim. Başta sağlık olmak üzere hızlı bir gelişme bekliyoruz. turizm. Bu yıl ihracatımız 225 milyar; 2026’da 302,2 milyar dolara ulaşmasını, aynı dönemde ithalatın da 367 milyar dolardan 414 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz.
TOPLAM YURT İÇİ TASARRUFLARIN MİLLİ GELİR OLARAK 1,6 PUAN ARTIRACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ: 2023 yılının ikinci döneminde sağlanacak iyileştirmelerle cari açığın milli gelire oranının yılsonunda eksi 4 civarında olacağını, önümüzdeki dönemde de cari açığın eksi 2 civarında olmasını bekliyoruz. dönem sonunda milli gelire oranı. Cari açığın azalması yurt içi tasarruflarımızı artıracağımız anlamına geliyor. Toplam yurt içi tasarrufların milli gelire göre 1,6 puan artacağını tahmin ediyoruz.
2023’TE 1,6 TRİLYON AÇIK KONU: Merkezi yönetim bütçe gider ve gelirlerine baktığımızda; 2023 yılında 6,5 trilyon civarında giderimiz, 4,9 trilyon civarında gelirimiz var. 2024’te 1,6 trilyon, 11 trilyon tüketim açığı var; 8.4 trilyon gelir, 2.6 trilyon açık var. 2025 yılında 12,7 trilyon tüketim ve 10,9 trilyon gelir. 1,8 trilyonluk açık var. Mutlak sayı olarak ifade edildiğinde çok anlamlı olmayabilir. Bütün bu rakamların milli gelirle ilişkisine bakmak gerekiyor.
DEPREM 762 MİLYAR TL BÜTÇE: 2023 yılında depreme ayırdığımız merkezi yönetim bütçesi 762 milyar TL, 2024 yılında depreme ayırdığımız kaynak ise 1 trilyon 62 milyar TL; 2025’te 566 milyar TL, 2026’da ise 380 milyar TL. Son iki yılda giderek azalıyor. 2023-2024’te görünümün bozulması büyük oranda deprem harcamalarından kaynaklanıyor. Bu dönemde toplamda 3 trilyona yakın kaynağın felaketin yaralarını sarmak için kullanılacağını söyleyebiliriz.
BEN SON 20 YILDA BORÇLARI AŞAĞIDAKİ DURUMA GETİRDİK: AB tanımlı borç stokunu da verdik. Türkiye bu konuda dünyanın en uygun ülkelerinden biri. Şanslıyız ki böyle bir yapıya sahibiz. Aksi takdirde bu yapıyla değil de borçlu bir yapıyla felakete yakalansaydık bugün yaptığımız işi yürütemezdik. Şanslıyız ki son 20 yılda borçlarımızı azalttık. Bütçemizi sağlıklı yönettik. Bu sağlam temel bize vatandaşlarımızın afete ilişkin yaralarını sarma fırsatı sağladı. Tüm bu harcamalara rağmen AB tanımlı genel devlet borç stokunun milli gelire oranı 2024 yılında yüzde 35’e çıkacak. Süreksiz bir artış yaşanacak. 2026 yılında kademeli olarak azaltıp kamu borç stokunu milli gelirin yüzde 33’ü civarına getireceğiz. Bu çok değerli bir performans. Bu rakam gelişmekte olan dünyada yüzde 65’tir; Gelişmiş ülkelerde bu rakam yüzde 109, yani Türkiye kamu sektörü olarak depremin etkilerine rağmen diğer ülkelere göre çok iyi bir performans gösteriyor.
7 BAŞLIK ALTINDA YAPISAL İYİLEŞTİRMELER: Bu alanı 7 öncelikli yapısal alana ayırdık. 7 eksi de diyebilirsiniz. Büyüme ve ticaret; insan sermayesi ve istihdam; fiyat istikrarının ve finansal istikrarın sağlanması; kamu maliyeti, afet yönetimini güzelleştirme; dijital ve yeşil dönüşüme uyum sağlamak; “İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi… Orta Vadeli Program’ın eki olarak bu 7 başlık altındaki yapısal reformlarımızı duyurduk.”